Markaların iptali, hükümsüz sayılması ve sicilden terkini davalarında örnek bir anlatımla kısaca örnekleme yapmak gerekirse;
Ahmet; XXX 302 YYY markasını tescili için TPE’ye başvurmuştur. Başvurucunun XXX 302 YYY numaralı marka başvurusu Sinai Mülkiyet Kanunu 16. Maddesi gereğince 27.04.2020 tarih ve 221 sayılı resmi marka bülteninde yayınlanmıştır.
Başvurucunun XXX 302 YYY ilanına H…. Aş tarafından itiraz edilmiştir. İtiraz başvurusunda “302 ibaresinin esas unsur olarak ihtiva eden müvekkil şirket markasının itiraz konu marka ile iltibas oluşturacağı, ortalama tüketicinin iş bu itiraza konu marka ile şirkete ait markayı karıştıracağı veya itiraz edilen yan ile şirketin idari ve ekonomik bağ içersinde olduğu yanılgısı” konu edilmiştir.
H…. Aş 30.04.2020 tarihli itirazını Markalar Daire Başkanlığı 12.12.2020 tarihinde reddetmiştir.
H…. Aş Markalar Daire Başkanlığının itirazı reddetmesi üzerine Markalar Daire Başkanlığının kararına itiraz etmiş ve yayıma itirazın yeniden incelenmesini talep etmiştir.
İtiraz üzerine Y.İ.D.K “Yapılan değerlendirme sonucunda iş bu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markada ortak unsur konumundaki “302″ ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğu, başvuru da ilave unsurlarında yer aldığı ve bütünsel bir algı oluşturduğu, markaların tescil edildiği hizmetlerin farklı olduğu, markaların arasında karıştırılma ihtimali ortaya çıkmayacağı kanaatine ulaşılmış, itiraz reddedilmiştir”
Burada Ahmet, TPE’nin arka arkaya iki kez itirazı red etmesi nedeniyle sürecin tamamlandığını düşünerek, XXX 302 YYY markasını internet sitesi olarak tescil ettirmiş ve ürettiği ürünlerin üzerinde XXX 302 YYY markasını kullanmıştır.
H…. Aş İltibas nedeniyle markaların iptali hükümsüz sayılması ve sicilden terkini nedeniyle dava açmıştır.
Bu davada yetkili Mahkeme, TPE’nin de taraf olması nedeniyle Ankara Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi olacaktır. Eğer TPE aleyhinde dava açılmayacak olsaydı. Fikri Sınai Haklar Mahkemesi bulunmayan Manisa ilçeleri Soma ve Akhisar’da bu davalar Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi sıfatıyla) Ya da Soma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi sıfatıyla) açılması gerekirdi. Yargıtay görev belirlemesini birden fazla Asliye Hukuk Mahkemesinin olması halinde 1 numaralı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olacağını içtihad etmiştir. Bu nedenle bu davaların UYAP üzerinden açılmayıp içtihad da belirtilerek açılması gerekir.
İltibas nedeniyle markaların iptali hükümsüz sayılması ve sicilden terkini davasında ana değerlendirme aşağıdaki hususlar üzerinden yapılmaktadır.
A- Dava konusu marka ile davacının itiraza dayanak markasının karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesidir.
B- Emtiaların aynı ya da benzer olup olmadığıdır.
C-İşaretlerin benzer olup olmadığı ve iltibas / karıştırma ihtimalinin bulunup bulunmadığıdır.
Hükümsüz sayılma ise geçmişe yönelik bir içerik taşıyacaktır.
Yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ise dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görülse bile Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla karar verileceği için;
Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülen davalar da Mahkemece takdir edilecek karşı yan maktu avukatlık ücreti 2023 yılı için : 9.200,oo Tl’sı olarak belirlenmiştir.
Ancak İltibas nedeniyle markaların iptali hükümsüz sayılması ve sicilden terkini davalarında karşı yan maktu avukatlık ücreti ise : 15.000,oo Tl’sıdır.
Eğer davacı davacı bilerek ve iltibas oluşturmak amacıyla tescil yaptırmış olsaydı, o taktirde Avukatlık ücret tarifesinin kötü niyetli ve haksız dava açılmasında ücret başlığı uyarınca; davacı tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemek zorunda kalabilecektir.
Bu varsayımla maktu ücret (2023 yılı için 15.000,oo Tl’sı) dışında, H….. Aş’nin dava açılması için kendi avukatına ödediği ücretin de davalı Ahmet’den tahsiline karar verilebilecektir.
İltibas nedeniyle markaların iptali hükümsüz sayılması ve sicilden terkini davalarının yukarda bahsedilecek sebeplerle dava şartı arabuluculuk kapsamına alınması daha uygun olacağı tarafımızca düşünülmektedir.
Ancak İltibas nedeniyle markaların iptali hükümsüz sayılması ve sicilden terkini davaları dava şartı (İçinde maddi ya da manevi tazminat talebi bulunmuyor ise) arabuluculuk kapsamında değildir. Burada dikkat edilmesi gereken içerisinde maddi ve manevi tazminat talebi bulunup bulunmadığı noktasıdır.
Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/4851 2020/2732 sayılı ilamında “TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayda, 6100 sayılı HMK’nın 110. maddesiyle düzenleme altına alınan “davaların yığılması” durumu söz konusu olup, uyuşmazlık, marka hakkına dayalı olarak unvan terkini, markaya tecavüzün tespiti, meni ve tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davalarını içermektedir. Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat istemlerine ilişkin davalar arabuluculuğa tabi ise de, unvan terkinine, markaya tecavüzün tespiti ve menine ilişkin davalar, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir alacak ya da tazminat davası olmadığından arabuluculuğa tabi değildir.” şeklinde görüş belirtmiştir.
(Arabuluculuk başvurusunun zorunlu olup olmadığına ilişkin güncel olarak bilgi alınması ve konun kesinlikle avukat yardımı ile birlikte değerlendirilmesi tavsiye edilir.)
Ancak bu husus İltibas nedeniyle markaların iptali hükümsüz sayılması ve sicilden terkini davasının ihtiyari arabuluculuğa tabi olmayacağı anlamına gelmemektedir.
Bu yazıya dayanılarak sorumluluk alınmayacağı verilen bilgilerin dava açılırken ve dava açılacağı sırada güncel hukuki mevzuat ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği bu bilgilerin tamamına ilişkin sorumluluğu red ediyoruz.